Uzm. Kl. Psk. Merve GÜLEN

Merve Gülen

Kanser Hastalarında

Cinsellik ve Yaşam

Cinsel hayatta sıkıntıların olması kadınların ve erkeklerin ruh sağlığında sorunlar yaşamasına, ardından da aile düzeninin ve sosyal yaşamın bozulmasına neden olmaktadır. Sağlıklı insanlarda cinsel yaşamı koruma ve devam ettirme dengesi değişik faktörden etkilenir ve bazı insanlar bu dengeyi sürdürmekte zorluk yaşamaktadır. Özellikle kanser gibi hastalıklar cinsel yaşamı önemli ölçüde etkilemektedir

Kişinin tedavi ve hastalığı kabul etme evresinde bedensel ve psikolojik olarak yoğun bir isteksizlik hali ortaya çıkabilir. Tedaviye başlandıktan sonra planlanan kemoterapi ve radyoterapiye bağlı görülebilen çeşitli yan etkiler sonucunda kişilerde oluşan psikolojik kaygıların başında kendini yaşlı hissetme, partnerine karşı eksiklik duygusu, cinsel aktiviteye ilginin azalması, kanseri eşine bulaştırma korkusu ve cinsel performansa ilişkin korkular yer almaktadır. Hastalık hakkındaki endişelere tedavinin yan etkilerinin eklenmesi, hastanın cinsellik düşünemeyecek kadar üzülüp, yorulması iktidarsızlık sorunu yaşanmasına sebep olurken kişi kendini cinsel yaşama hazır hissedemeyebilir. Kendini hazır hissetmeme durumu çok doğal bir tepki olmakla beraber tedavinin yan etkileri geçtikçe cinsel ilgi geri gelecek ve ilişki esnasında yaşanan rahatsızlıklar etkisini yitirecektir.

Cinselliği tartışmada uygun zaman ve doğru iletişim tekniklerinin kullanılması cinsel deneyimlerin endişe ve korku içinde yaşanıp cinsel ilişkiden kaçınma davranışını engellemektedir. Eşler arasındaki iletişim, hastalık öncesinde güven dolu ve paylaşımlara dayalı ise bu sorunun üstesinden gelmek daha kolay olacaktır. Fakat eşler arasında geçimsizlik ve iletişimsizlik söz konusu ise kanserin varlığı bu sorunları arttırabilir.

Hastaların cinsel fonksiyonlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesinde, cinsel konularla ilgili yaşanabilecek sorunların bulunmasında, bu problemlerle baş etmenin sağlanmasında ve rutin hayatın değişmesinden dolayı cinsel hazdan vazgeçmemek adına cinsel terapinin rolü oldukça büyüktür.

Tedavi sürecinde ve sonrasında hastanın cinsel sağlığını korumak için en çok tercih edilen ve sevilen fiziksel yakınlığın bile mümkün olmadığı dönemler olacağını kabul ederek cinselliği ifade etme yetisini geliştirmek gerekmektedir.  Cinselliği sadece cinsel birleşmeden ibaret görmeyerek cinsel haz almanın ve vermenin yeni yollarını öğrenmek daha sağlıklı ve doyumlu cinsel ilişki gelişimi adına bir şans olabilir.